KEDİSİNİN BACAĞINI KIRAN KOCASINI MAHKEMEYE VERDİ..

Posted by agzı bozuk düşmanı Etiketler:

KAYNAK http://haber.gazetevatan.com/cani-kocaya-dava/337523/1/Gundem

Cani kocaya dava!

2 aylık yavru kedinin kulağını koparıp bacaklarını kıran kocaya, eşinden dava... 
 Bolu’da 32 yaşındaki Ahmet Aslan, eşi Yıldız Aslan’ın evde beslediği 2 aylık yavru
kedinin kulağını koparıp bacaklarını kırdı. Yıldız Aslan, kedisini tedavi için
  veterinere götürürken, eşi hakkında Cumhuriyet Savcılığına şikayette
bulunacağını söyledi. İzzet Baysal Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nde
çalışan Yıldız Aslan, önceki sabah işe gitmek için Bahçelievler Mahallesi’ndeki
evinden ayrıldı. Gece nöbet tutan Aslan, sabah eve geldiğinde
‘Süslü’ adılı 2 aylık kedisinin hareketsiz yattığını gördü. Kediye mama
veren Yıldız Aslan, kedinin yürüyemediğini ve sol kulağının
üst kısmının kopmuş olduğunu görünce şoke oldu. Eşi Ahmet Aslan’ın
kedisini eve tuvaletini yaptığı için dövdüğünü iddia eden Yıldız Aslan
“Kedimi sürekli dövüyor. Duvardan duvara atıp, hırpalıyor.
Cezalandırılsın istiyorum” diye konuştu.

Bu adam da şimdi insan mı oluyor?

J.M.BARRİE'YE ADANMIŞTIR...

Posted by agzı bozuk düşmanı Etiketler:

Boş bir defterde boş bir sayfa açtım önüme,o güzel kitabı okuduktan ve
filmini izledikten sonra ne yapacağıma karar veremeden.
Tüm insanların umutsuz,ümitsiz yaşayamayacağını söyleyen,içindeki çocuğun
asla ölmeyeceğini gösteren o güzel kitabı okudum yeni baştan ve Peter Pan'in ülkesine,
varolmayan ülkeye gittim.Dolaştım bir baştan bir başa,dev gibi ama şefkatli dalgalarda
yüzdüm,korsan teknelerini bulutlardan izledim,koklayınca insana bambaşka güzellikleri
veren çiçekleri gördüm,perilerin perilere masallar anlattıkları öykü şölenlerine katıldım.
Biliyordum ama tekrar öğrendim ki,çocuklar;her biri birer Peter Pan olan çocuklar,
"ne olur büyümesinler" dediğimiz çocuklar,yani biz;kendimiz,neler istersek,
neler umarsak yaşamdan,karşımıza gelen yol sapaklarında hep aynı
kilometre taşını göreceğiz,hani üzerinde "istemek,başarmanın yarısıdır."yazan tabelayı...

Bir şefkat yumağında sevgiye sarıldım,yüreğimdeki kadında.
İstedim ki,beni bilsin,beni öğrendikçe öğrensin,daha iyi öğrensin.
Samuel Beckett'in dediğince;"yenil,daha iyi yenil,yenildikçe öğreneceksin."
sözünü tersine çevirsin.Demem o ki;beni sevsin,daha çok sevsin,
elimin o'nun eli olduğunu daha iyi bilsin,yüreğimin varolmayan değil
ama varolan bir ülke olduğunu hissetsin,o ülkenin tek yurttaşının
her daim kendisi olacağını sindirsin benliğine ve elbette beni sevsin.

Sanmasın ki ben; yüreği yaralı bir çocuğum,aksine ben,yüreği tıka basa
sevgisi ile dolu bir insanım,bir koca adam ama belki de bir küçük çocuk.
Belki de Peter Pan'ın bile yerinde olmayı isteyeceği bir çocuk.
Varolmayan bir ülkede yetişmesi olanaksız bir sevgiyi
yüreğinde taşıyan bir koca çocuk/adam'ın yerinde olmayı kim istemez?
Hele öylesine seviliyorsa,hele bir de,gözünün içine bakılıyor,özen gösteriliyor ise,insan daha ne ister!!

Varolmayan ülkede herkes,herkesin dostu,sevdiği,arkadaşıdır.
Evlatsız bir baba göremezsiniz,bir banka oturmuş,hayalindeki oğlunu
veya kızını göğsüne bastırmış,o'nunla avunan...Ya da bir anne de bulamazsınız,
aynı avunma duygusunu paylaşan.Banklar boş değildir,parklar sessiz değildir,
yürekler gözyaşı dolu değildir.Yaşamak sadece yaşamak değildir.
Yaşamak nefes aldıkça,O'nun da her nefesde sizi andığını bildikçe,yaşamaktır.

Bunca güzellik arasında ben;bilirim ki,ben bir kemanım ve beni çalan o narin eller,
olabilecek en güzel notaları çıkartmaya çalışırlar.
O Senfoninin yazılma sürecinin nice sabıra gereksinmesi olduğunu farkederler...

Varolmayan ülke belki bir masaldır ama nasıl bir masaldır ki;
küçük kibritçi kız,burada hiç üzülmez,Scrooge hiç bir zaman cimrilik yapmaz.
Alice o kocaman çukura düşmez,Pamuk Prenses uyumaz ama eve gelecek prensini bekler,
hele Külkedisi ocak temizlemez...Çocuklara ve çocukluğu yitirmeyen
büyüklere yıllarca dostluk yapan bu güzel arkadaşlarımızın,
dostlarımızın hiçbirisi artık üzülmezler..Çünkü;...
Çünkü bu ülkeyi varolur kılan,iki güzel insanın biricik sevgisidir.                              
Not: J.M.Barrie,Peter Pan'ın yazarıdır.Yaşamını Johnny Depp,Finding Neverland(varolmayan ülkeyi bulmak)adlı filmde canlandırmıştır.

Nereye Gidiyoruz?

Posted by agzı bozuk düşmanı

Çocukluk yıllarında, otur deyince oturan,
kalk deyince kalkan  minik çocuklar;
bir süre sonra ergenlik dönemi ile birlikte
“isyankar” kişilikleri ile okulda öğretmene
kafa tutan, evde babaya asi,
sokakta komşusuna yaka silktiren insan
modeline dönüşüyorlar.Ya sonra ne oluyor,

toplumda zaten fazlası ile olan agzıbozuk
sayısı artıyor ya da ne kurtarabilirsek kardır
zihniyeti yerleşiyor.
Bu o kadar acı bir gerçek ki,ancak izleyebiliyor
veya evimiz boyutlarında-ki sorumluluk bunu
gerektirir-etkili olabiliyoruz.Oysa bu;kibritin tek
tek kolaylıkla kırılmasına benziyor.Nasıl bir toplum
haline geldiğimizin ve nereye gittiğimizin 
farkındamısınız?